Masal | Konular | Kitaplar

Nihai hedef Anadolu

Dinlerarası diyalogta, Vatikan samimi değil. İkiyüzlülük ediyor. Bunu anlayan, Yahudiler başlangıçta taraftar görünmekle beraber, bu beraberlikten daha sonra çekildiler. Diyalog, dinlerarası değil Hıristiyan - Müslüman diyaloğu haline geldi.

Diyalog konusunda Diyanet de uyanmaya başladı. Diyanet İşleri Başkanı Vatikan�ın samiyetsizliğinden şikayetçi. Bu konu ile ilgili gazetelerde yayınlanan haber şöyle: �Diyanet İşleri eski Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, Tiflis'te katıldığı ��Kafkaslarda Barış İçin İşbirliği ve Dinlerarası Diyalog Toplantısı��nda, misyonerlik konusunu gündeme getirerek, diğer dinlerin temsilcilerine, artan misyonerlik faaliyetlerinin dinlerarası diyaloğa gölge düşürdüğünü söyledi.

Şûra'da, diyalog için samimiyetin şart olduğunu kaydeden Yılmaz, herkes dinini seçmekte özgürdür. Kimsenin baskı altında tutulmaması gerekir. Dinlerarası diyaloğun sonuç verebilmesi için misyonerlik faaliyetlerine son verilmesi gerektiğini, söyledi.

Ayrıca, Başkanlığın camilerde okunması için hazırladığı hutbede de, misyonerlik çalışmalarına karşı sert bir tepki gösterilecek ve vatandaşlar ��Misyonerlik Faaliyetlerine Dikkat Edelim�� başlıklı bir hutbe ile uyarılacak, denildi.

Vatikan�ın samimiyetsizliği, misyonerlik faaliyetleri ciddi boyutlara ulaşmış olacak ki, Yılmaz, Adapazarı�nda yaptığı konuşmada da bu konuya değindi. Deprem bölgesinde 100 kişinin dinini değiştirdiğinin tespit edildiğini belirterek, para karşılığı insanların vicdanlarının satın alınmasını, hiçbir dinin doğru bulmayacağına işaret etti. İnsanların düştüğü zor durumdan yararlanılmak istenildiğini, misyonerlik faaliyetlerine aldanmamak için �En başta İslam dinini iyi öğrenmek gelir� dedi.

Bunun böyle olacağı baştan belliydi. Biraz geç de olsa, � Ne oluyor, anlaşmamız böyle değildi� noktasına gelinmesi de bir ilerleme sayılır. Çünkü hâlâ uyanamayanlar var. Nitekim, dinlerarası diyaloğun gayri resmi temsilcileri hâlâ tam gaz diyaloğu savunmaya devam ediyorlar.

Bu tür diyaloglarda tarafların netice alabilmeleri için, fikrin, inancın doğruluğu yanında güç dengesinin de rolü büyüktür. Maddi gücü, üstünlüğü olan, daha çok taraftar toplar. Hele Türkiye ve diğer Türk devletlerinde olduğu gibi, ekonomik sıkıntı içinde olan, açlık içinde kıvranan insanları kandırmak ve onların sıkıntılı hallerini istismar etmek daha kolay olmaktadır.

Misyonerlerin dağıttıkları paranın haddi hesabı yok. Vatikan�ın yardım teşkilatı temsilcisi, depremden sonra, 13 milyon dolar yardım yaptıklarını söyledi. Bu açıklanan resmi rakam, açıklanmayan kimbilir bunun kaç katı.

Bu faaliyetin neticesinde, son yıllarda otuz binden fazla Türk, Hıristiyan olmuştur. Nasıl ve niçin din değiştirdikleri bellidir. Bu otuz binden fazla kişi para gücüyle din değiştirmiştir. Sefalet çeken, geçim sıkıntısı içinde kıvranan insanları parayla kendi dinine çekmek diyalog anlaşmasına uyuyor mu?

Aslında Müslüman iken Hıristiyan olmuş değillerdir bunlar. Uzun yıllar, din eğitiminden, dini şuurdan uzak bırakılmış, dolayısıyla, dinle ilgileri kalmamış kimselerdi. Onlar için ha Müslüman kimliği ha Hıristiyan kimliği fark etmiyordu zaten. Dinini bilen bir kimsenin Hıristiyan olduğu hiç görülmemiştir.

Misyonerlik faaliyetlerine sadece dini açıdan bakmak da yanlış olur. Çünkü Vatikan�ın nihai hedefi bu değil. Esas maksat ülkemiz. Nitekim, Osmanlı İmparatorluğunun kuyusunu bu misyonerler kazmıştı. Tanzimattan sonra, açılmasına iyi niyetle müsaade edilen yabancı okullar, yoğun bir şekilde misyonerlik faaliyetine girmişler ve yetiştirdikleri kimseleri devletin üst kademelerine getirerek Osmanlının yıkılışını sağlamışlardır. Vatikan�ın nihaî hedefleri Anadolu�dur. �Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü� adı altında Anadolu�yu tamamen Hıristiyanlaştırarak eski haline döndürmek istiyorlar.